Sayfalar

25 Haziran 2012 Pazartesi

ingiltere için çanta hazırlama rehberi

ingiltere'ye ağustos ayında gittiğim için bu rehbere bir "yaz çantası hazırlama rehberi" de diyebiliriz. burada yanıltıcı olabilecek tek şey "yaz" kelimesi olacak. çünkü ingiltere demek yağmura ve soğuğa hazırlıklı olmak demektir.

temel şeyleri çantaya attıktan sonra (ki bunlar: iç çamaşırları, havlu, diş fırçası ve macunu, banyo malzemeleri -şampuan, duş jeli, lif, banyo terliği, hatta bir ufak sabun- gibi her yerde ihtiyaç duyulacak şeyler), kıyafet seçimini sonbahara göre yapmak gerekiyor.

ingiltere havası belli olmayan bir ülke. günlük güneşlik bir hava bir anda bulutlanıp deli gibi bir yağmurdan sonra tekrar düzelebilir ve ardından yeniden yağmur yağabilir.


regent's park'ta çektiğim bu resim durumu özetleyecektir. söz konusu gün, sırasıyla: sıcak, yağmur, soğuk, fırtına, güneş, yağmur, bulutlu bir hava, soğuk şeklinde bir seyir izlemişti.

hava durumunu kontrol etmek boşuna, çünkü havanın sağı solu hiç belli olmuyor. bu yüzden erkekler sweatshirt, kadınlar da bir hırka hatta bir deri montu yanlarına mutlaka almalı.
yani temel olarak serin hava için kalın bir şey ve aniden başlayan yağmurlar için de bir yağmurluk mutlaka çantaya atılmalı.
şemsiyeyi evden alıp taa 2000 km taşımanıza gerek yok, primark'tan veya başka bir yerden 2-3 pounda hatıralık bir şemsiye alırsınız. ama mutlaka ve mutlaka bir şekilde ya şemsiye ya da yağmurluk taşımanız gerek.

askılı elbiseler, tişörtler götürmek demek hiç giymeden onları geri getirmek manasına geleceği için biraz daha kısa veya fakir kollu baharlık kıyafetleri çantaya atmak mantıklı olacaktır.
ben bütün zamanımı deri montuma ve şallara sarılmış olarak (3 tane şal 5 pound, hint işi güzel şallar bunlar, 4 pounda satan yok, daha ucuzunu görürüm diye almamazlık etmeyin:)) geçirdim desem yalan olmaz.
çok da gözünüz korkmasın tabii, havanın çok güzel olduğu (aradaki yağmurlar hariç, sıcaklık olarak) zamanlarda olacaktır mutlaka; ama bu durumda bile sıcaklık 30 derece değil belki 20 derecelik bir bahar havası olacak. bu yüzden kışlık değil, baharlık şeylerle çantayı doldurmak gerek.

hava için soğuk derken, tam olarak soğuğu kast ediyorum, yani havanın 15 derecenin altında olmasını, bu yüzden askılılar out, yarım kollular in :)

çantaya atılması ve unutulmaması gereken en önemli şeylerden biri de, ingiltere'deki farklı prizlere uyacak minik bir aparat satın almak. bu aparatı doğu bank'tan ucuza veya teknosa, vatan, gold gibi bir yerden daha pahalıya alabilirsiniz. bunların fiyatları 4-20 tl arasında değişiyor, ama en dandiği bile iş göreceği için en ucuzunu alın gitsin. şayet almayı unutursanız telefonu, fotoğraf makinesini ve benzeri şeyleri şarj etmeniz mümkün olmayacaktır.

kapalı ve mutlaka rahat en az 2 ayakkabıyı da (ayrıca bir terlik de olur tabi) çantaya attıktan sonra, bir kiliti de (hostelde kullanmak üzere) çantanın ön gözüne koyup çantayı hazırlayabiliriz.

yanınıza illaki bir sırt çantası almanıza gerek yok. ben her zamanki gibi sırt çantamı alışveriş sonrası ıvır zıvırları doldurmak için kullandım sadece, onun dışında el çantam işimi gördü. ama  fotoğraf makinesi, şemsiye falan koymak için biraz daha büyükçe bir çanta almayı da unutmayın, portföy çantayla gitmeyin :)

eylül ayında sabah 7 gibi sabiha gökçen havaalanına  indiğimde, üzerimde yarım kollu bir bluz ve yarım kollu bir hırka, onun üzerinde bir deri mont ve onunda üzerinde şalımın olması belki size bir fikir verebilir. havaalanının 28 derece havada montla gezen delisi gibiydim :)
indiğimde güneşin ve sıcağın hala var olduğuna öyle şaşırdım k; burada  hala böylesine yazken, titreyerek geçirdiğim sabahlara ve akşamlara ah ettim:)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder