Sayfalar

31 Ekim 2013 Perşembe

profesyonelce

"anlatacaklarım size inanılmaz gibi gelebilir, oysa bütünüyle gerçek"


salon yine tıklım tıklım. ne bulacağımı biliyorum, 3. defa buradayım: 10 dakika sonra ışıklar kararıp, sahneden daktilo sesleri yükselecek ve o tanıdık, tatlı ama buruk his yükselecek içimden..
yetkin dikinciler ahenkli sesiyle konuşmaya başlayacak: "..annem teja derdi bana, bir de dostlarım.. dostlarım varken.." sonra bülent emin yarar girecek sahneye; eski bir dosta kavuşmanın sevinciyle yüzü kızaran yoldaş luka! bir elinde hatıralarla dolu bir koca bavul, diğer elinde unutulmuş bir geçmişi taşıyan evrak çantası.. sonra ne hayaller ne hayal kırıklıkları..

"birisi geçmişinizi bütünüyle değiştirebilir mi?" diye soruyor teja taa gözünüzün içine bakıp. neden olmasın değil mi? adım adım geçmişi değişiyor teja'nın. hatıralar, özlemler, pişmanlıklar, söylenmemiş sözler, yanlış söylenmiş sözler, kayboluyor gibi bazı şeyler gelecekten, geçmişte yeniden yazılıyor..

bu oyun insanı duygudan duyguya, düşünceden düşünceye, ruh halinden ruh haline sürüklüyor. bir an gülümsetirken, bir diğer an bir damla yaş süzülüyor gözden, o yaş daha kurumadan bu defa başka bir hal sarıyor insanı.

geçmişini unutan bir aydınla, geçmişi geri getiren emekli bir polis memuru, iki profesyonel, arasında geçiyor bu oyun, deyip işin içinden çıkmak isterdim. lakin o iş hiç öyle basit değil..
teodor büyük bir yayınevinde çalışan bir edebiyat adamıdır. 40. yaş gününde, ofisine bir adam çıkagelir. teja adamı tanımıyordur, fakat adam, emekli polis luka, onu kendisinden bile iyi tanımaktadır. hayatları bir defa kesişmiş, bir çok açıdan birbirlerine dokunmuştur, bunaysa sistemin ta kendisi sebep olmuştur. öyküler anlatılıp, o eski kocaman bavul boşaldıkça anlıyoruz ki luka, teja'da kendini bulmuş; teja ise kendinde kendini kaybetmiştir..
ama yok daha fazlasını anlatmak olmaz.. en iyisi gitmek görmek, sonra bir daha bir daha gitmek, gitmelere doyamamak. bu oyun kendini aşmış iki oyuncudan, her defasında, görüp görebileceğiniz en iyi oyunlardan, belki en iyisi..

bu oyunun tek kötü yanı sonu; hani diyor ya teja "son bir şey daha ekliyeceğim, sonra bitireceğiz" diye, işte onu eklemese, demese "son" diye..


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder