mezun olduğum bu günlerde içimde yine o eski telaşı duyuyorum: büyümek.
çocuklar hep büyümek ister, bense çocukken, büyümemeyi dilerdim. çok okuyan ve etrafını iyi gözlemleyen bir çocuk olduğumdan bunun yaşadığım dünyada mümkün olmadığının farkındaydım. büyümemenin tek ama tek bir yolu vardı: peter pan'i beklemek. peter pan'i ve beni neverland'e götüreceği o günü beklersem büyümekten kurtulabilirdim; çalışmak, okula gitmek, bir iş bulmak, evlenmek, sorumluluk almak zorunda kalmazdım o zaman, bütün vaktimi eğlenerek geçirebilirdim. korsanlarla savaşıp, denizkızlarıyla oynayıp, vahşilerle ittifaklar kurarak maceradan maceraya koşabilirdim. hem annemin sözünü dinlemek, temiz kıyafetler giymek, hava kararmadan eve dönmek zorunda da kalmazdım. belki tinker bell gibi bir perim de olurdu, onunla masmavi bir gökyüzünde bulutların içinde, yemyeşil ormanların, vadilerin, göllerin, mavi-yeşil denizin üzerinde özgürce uçardık, özgürce ve yalnızca mutlu şeyler düşünerek. çünkü neverland'da yalnızca peri tozu yetmez uçmak için, her çocuğun sahip olduğu gibi mutlu düşünceler tutar sizi havada.
peter pan'in gelebileceği umudu içimde öyle kuvvetliydi ki, geceler boyu penceremin önünde oturup gökyüzünü izlerdim, gökyüzünü izlemediğim zamanlardaysa kavalının sesini duymayı hayal ederdim. çünkü peter pan öyle güzel kaval çalar ki, perilerin kraliçesi bile hayran kalır ona ve ben dikkatle dinlersem duyabileceğimi düşünürdüm onu. hem neden olmasındı, neden gelmesindi beni almaya, wendy'si olabilirdim onun, ben de güzel hikayeler anlatırdım, kılıçlarla dövüşebilirdim.
sonra büyüdüğümü anladığım o anlar vardı. peter pan'in artık gelmeyeceğini, gelse bile onu göremeyeceğimi idrak ettiğim zamanlar. çok değer verdiğim ama aslında önemsiz eşyaları kaybettiğimde uzun uzun ağlardım. sonra bir fark etme anı, eğer büyümemiş olsam önemsemezdim, unutur giderdim. "altın kadar değerli bir şeyimi kaybettim peter, büyümek işte buna önem vermek"
çok geçti artık, ben büyümek zorundaydım ve asla neverland'e uçamayacaktım.
insan bir kere büyüyünce bir daha geri alamıyor zamanı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder