kanal boyu dar ve çıkmaz sokaklar, pencerelerinden çiçekler sarkan pastel evler, lagüne açılan meydanlar, köprüler, sandallar, gondollar, vitrinlerde maskeler.. sahne venedik.
kahramanımız guido brunetti, venedik polis teşkilatında çalışan, karısı ve iki çocuğuyla sıradan bir hayat süren, geleneklere bağlı ama açık fikirli ve zeki venedikli bir komiser. asla küçümseyemeyeceğiniz, öz güveni yüksek, tarz sahibi bir adam, çok kuvvetli sezgileri var, empati kurmakta, insanları anlamakta, yozlaşmayı sezmekte üstüne yok.
bizimkinden pek farklı olmayarak adaletsizlik, yolsuzluk ve rüşvetlerle yozlaşmış italyan bürokrasisi içinde dürüst kalabilmiş, kariyer hırsı olmayan, konumundan ve hayatından memnun, haksızlığa tahammül edemeyen, eski yunanca eğitimi almış, hukuk okumuş bir polis. kitapları, tarihi, müziği, aşık olduğu memleketi venedik'in sokaklarında yürümeyi seviyor. güzel olan her şeye zaafı olan ve hayranlık duyan, hayattan keyif alan tipik bir italyan erkeği. onu sevmemek mümkün değil, tanıdığımız biri gibi doğal karşılıyoruz onu. bir polis, ciddi bir aile babası, sadık bir eş, insanlığa hala inancı olan, duygusal ama duygularını pek belli etmeyen bir adam. bir okul arkadaşınızın saygıyla karışık biraz korktuğu ama her şeye rağmen takdir ettiği babası gibi geliyor bize.