duvarımda john lennon'ın siyah beyaz bir resmi, gözlerini bana dikmiş her hareketimi izliyor; dikkatle, biraz yargılar gibi. dikkatli bakarsam hafif bir alayla gülümsediğini de görüyorum. 13 senedir orada o resim ve ben odamda asla yalnız değilim. ağlarken, gülerken, şarkı söylerken, sinirliyken, keyifliyken, kendi kendime söylenirken gözüm ona kayıyor, bana bakıyor! sağa eğiliyorum, sola eğiliyorum, odanın köşesine çekiliyorum; bakışlarından kaçamıyorum. her hareketimi kontrol ediyor, iyi bir insan mıyım hala, yoksa kötü kalpli biri mi oluyorum, mantıklı mı düşünüyorum yoksa kendimi gülünç bir duruma mı sokmuşum, hepsini okuyorum gözlerinden, sanki yaşıyor; odamda, benimle, yaşlanmadan, hareket etmeden, "sakin" diyor sanki durmadan "sakin ol".
odamda hareketlerim yapmacıklaşıyor, ona iyi görünmek istiyorum, iyi bir kalbim olduğuna ikna olmasını istiyorum. bu yıllardır böyle sürüp gidiyor.. evden uzak kalıp geri döndüğümde odama girip konuştuğum ilk şey o oluyor, gülümsüyor sanki beni görünce, resimdeki ciddi ifadesi yumuşuyor: "eve hoş geldin".
bugün john lennon'ın doğum günü, yaşasaydı 72 yaşını geride bırakıp 73. doğum gününü kutlayacaktı, yoko'su yanında, yaşlı bir adam. yaşlı adamların en neşelisi olacaktı.
bir devrin öncüsü john lennon, liverpool'da mimi teyze'ye yalvara yakara aldığı gitarıyla bir hayalin peşinden koştu önce, sonra bir başka hayalin peşinde geçirdi ömrünü. hep biraz mutsuz hep biraz eksikti, sonra yoko'yu buldu, tam oldu. hiçbir zaman tam olarak sevememiştim ben yoko'yu, çirkin, itici, soğuk, o tuhaf ses tonuyla, oyunbozan.. sonra john lennon'ın sesinin "nasıl ki sağ elim var, nasıl ki sol kolum var, şimdi de öyle yokom var işte" diye anlattığını duydum yoko'yu nasıl sevdiğini. işte o zaman, onun böylesine sevdiği kadını sevmiyor olmaktan utandım..
john lennon ilk sevdiğimdi, ilk hayran olduğum. 12 yaşımda, duvara ilk astığımda onun resmini, kafamdan ilk geçen "imagine"dı. ve ben de hayal ettim; sevmeyi, paylaşmayı, bir olmayı, birlik olmayı.. hayal etmenin tınısı bile güzelken..
şimdi john lennon yok, ama hayali burda, tıpkı vadettiği gibi, olmasını istediği gibi. dünyadan bir john lennon geçti.. doğdu, büyüdü, yaşlanamadı ve öldü. ölüm önemli değil, ya hiç olmasaydı? olmasaydı eksik olurdum, dünyada pek çok şey yarım kalırdı..
iyi ki doğmuşsun john, iyi ki!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder