Sayfalar

14 Nisan 2016 Perşembe

düşüncenin yolculuğu

Üzerine ne kadar düşünürsem düşüneyim bir yere varamıyorum.

Ama düşüncelerin kendisi.. Onlar nereden nerelere varıyor..

İşte ben yine sembolik mantık çalışırken kendimi yine aynı şeyi düşünürken buluyorum. P önermesi doğruysa Q önermesi de doğruysa tümel evetlemeyle ikisi de doğru oluyor. Neden? Bunu böyle yapınca ne oluyor? Ayşe öğrenciyse Ayşe'nin öğretmenleri vardırı sembollerle yazsan ne olur?

Düşüncelerim hep başka yere gidiyor..

İnsanın birini bir daha hiç göremeyecek olması ne tuhaf şey! Birlikte oturduğun, güldüğün, yemek yediğin, yürüdüğün, televizyon izlediğin insanın bir daha bunları hiç yapamayacak olması ne tuhaf..

Silinip gidiyorsun.

Vardın ama yoksun artık. Nereye gittin ne oldun belli değil.

Oturuyordun, yatıyordun, gazete okuyordun, sigara içiyordun, yemek yiyordun. Sonra puf. Bir daha hiç yoksun. Koltuğun, ayakkabıların, kıyafetlerin boş kaldı. Hiç olmamışsın gibi de değil. Vardın çünkü. Mutfağa girince orada sandalyedeydin, yerin sıcaktı. Sonra ertesi gün izin, sıcaklığın kaldı oturduğun yerde ama sen yok oldun. Sigara paketin masanın üzerinde duruyor ama uzanacak gövden, kolların, elin, parmakların yok.

Üzerine ne kadar düşünürsem düşüneyim anlayamıyorum bu yokluğu. Bunu sembolize etsin o sosyal bilimciler işte. Ne koyacaklar önermelerin arasına? Boşluk mu, nokta mı, ünlem mi? Yok'un yerine ne koyulabilir?

Ve işte hiçbir şey olmamış gibi dünya dönmeye devam ediyor senden sonra da. Kuşlar uçuyor, rüzgar yaprakları kımıldatıyor,  deniz dalgalanıyor, bulutlar yer değiştiriyor, yağmurlar yağıyor, insanlar bir yerlerden bir yerlere yürüyor, mevsimler değişiyor, yıllar geçiyor.. İnsan yalnız düşündükleriyle kalıyor..


2 yorum: