Sayfalar

27 Nisan 2013 Cumartesi

porto 2


iki yakayı birbirine bağlayan dom luis köprüsü, eiffel'in bir iş arkadaşı tarafından tamamen metalik olarak tasarlanmış. üzerinden yalnızca metro, altındansa sadece arabalar geçiyor. katedralin arkasında kalan yol direkt olarak köprüye bağlanıyor. baştan beri kurduğum şeytani planımı işletiyorum: karşıya yukarıdan yürüyüp, geriye aşağıdan dönücem. köprüden geçmek biraz zaman alıyor. bir yandan aşağıda porto'nun sıra sıra evleri, öte yandan uzun şarap mahzenleri: iki yanda iki ayrı manzara, yemyeşil tepeler, minnacık insanlar, nehir, şehir. metro yolundan bir o yana bir diğer yana yürüyüp hiçbir şeyi kaçırmamaya çalışıyorum.
köprünün sol yanında dolaşmaya üşendiğim bir katedral daha var: serra do pilar. bana nedense londra'daki globe theatre'ı hatırlatıyor, ortaçağa özgü bir havası var. mutlu anılarla dolu kafamı sallayıp aşağıya inişi düşünüyorum. yürümek ya da yürümemek, işte bütün mesele bu.

param bol olduğundan yürümek yerine teleferiğe binmeye karar verdim. tek yön 5 euro, biletle beraber bir de  şarap mahzenlerinden birinde beleş şarap tadımı hediye ediyorlar. teleferiğin pek taraftarı yok, birkaç ingiliz amcayla beraber bir kabine atlayıp şehrin üzerinden kayarak aşağı indik.

10 Nisan 2013 Çarşamba

porto


sabahın en erken saatleri. nehrin ve köprülerin ve karşı kıyıların üzerine beyaz, hafif bir sis çökmüş. manzara belli belirsiz.
sıra sıra eski evler, daracık eski sokaklar, ince bir ayaz, ruhu pastel renklerle süslü eski şehir ve tanıdık sonbahar. sarı ve turuncu yapraklar, çıplak ağaçlar. sarı tramvaylar ve yapraklarla kaplı tramvay yolları.

bu küçük şehrin renkli evlerinin eşliğinde dar ve ıssız sokaklarında yürürken, bir yokuşun başında soluk soluğa dikilirken, bir köşeden dönüp de nehir manzarasıyla nefesiniz kesilirken bana teşekkür edeceksiniz.
burada, gün batarken manzaraya karşı bir kafeye oturmanız, nefis tatlı çarpıcı porto şarabını yudumlarken hayatınızın keyfini çıkarmanız, serin şarap mahzenlerinde yürürken tarihin, ahşabın ve tatlı alkolün tadını havadan almanız lazım ve bağların, bahçelerin, dağların, yeşilin, nehirlerin, vadilerin kokusunu..