Sayfalar

2 Mayıs 2014 Cuma

merhaba, nasılsınız?

her zamanki gibi bahanelerim var, bahane üretmekte hiç üstüme yoktur. bir yere gitmem gerekiyordu da gitmedim mi hop hemen "ama şöyle oldu, onunla birlikte bu da oldu, ama şunu da unutmamak gerek o olmasa ben kesin gelirdim" diye yapıştırıveririm cevabı. bahanelerin üstadı diyelim bana kısaca.

yüksek lisansa başladım bildiğiniz gibi, aman allahım! lisansta sınavdan sınava çalışan bünyeme okumalar, ödevler, makalaler üst üste üst üste verilince neye uğradığımı şaşırdım. henüz dünyadan haberim yokken "haydi bakalıııım bir makale yaz da ver" denilince.. bir de üstüne aşık olup bunlardan geri kalan vaktimi sevdiceğime ayırınca.. blog falan hak getire tabi. blogu bırakalım keyfimce kitap bile okuyamaz oldum aylardır. yüksek lisans en büyük keyiflerimi elimden aldı.  peki ne verdi? entellektüel, orta üst sınıf bilgiler elbette. yoksulluk mu, işte bunlar hep ekonomi, sosyal politikaların zavallılaşması ile de.. liberallere göre.. kölelik, 21. yy'da devam ediyor haberiniz var mı? ekonomi politikler, sosyal hizmetler, hak, hukuk, adalet, eşitlik, göçmenler, mülteciler, dışlananlar, ezilenler, gecekondular.. nihayetinde teze doğru adım adım yaklaşıyorum işte. 
işin sırrı her daim olduğu gibi bir işi zamanında yapmak. taslak mı istendi, 6 hafta mı verildi, ilk haftadan başlayıp bitirince oh rahat, ama bizim ırkımız buna evrilmiş değil elbette, 6. haftanın bitimine 3 gün kala nasıl yapıcazlar, yetişmiycekler, hocam zaman verseniz 1 hafta dahalar.. sonuçta evden çıkmadan geçirilen günler ve günler, bilgisayar başında çıkır çıkır çıkır yazılan ödevler, makaleler..